Adıyaman’da eğitim emekçileriyle bir araya gelen HDP Ankara milletvekili Sırrı Süreyya Önder, burada yaptığı açıklamada, Türkiye'de iç iktidar çatışmasının sonuçlarının yaşandığını dile getirdi.
Önder, bu çatışmanın faturasının da Kürt, Alevi ve emekçilere çıkarılmak istendiğini kaydetti.
Kamu emekçilerinin insani en temel ihtiyaçlar ile terbiye ederek sistem sınırları içerisine çekmek isteyen faşist bir anlaşın ve yöntemin devrede olduğunu savunan Önder, "Bunu en bariz bir şekilde dün hükümetin bir bakanı Türkeş söyledi. Almanya 500 bin kişi atmış, bizde 100 bin kişi atarız ne var bunda dedi. Demokraside böyle bir şey olmaz. Demokrasilerde kamu çalışılanlarının hukuka ve kamuya bağlılık gibi iki tane sorumluğu vardır. Bunun içinde devlet gibi hükümet gibi soyut değişken hiç bir şey yoktur. Kamu emekçisi kendisinden beklenen, kendi görev tarifesi içerisinde hukuk sınırlarına bağlı kalarak, hukukun üstünlüğüne bağlı kalarak, eşitlik ilkesini gözeterek, bu çerçevede kamu hizmetinde ona yüklenen görev ve sorumluluk neyse onu yapar" dedi.
Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL'in tüm muhalif kesime karşı uygulandığını kaydeden Önder, " Niye kamu emekçilerine yöneldiklerini bilirsek, bunlarla nasıl mücadele edileceğini de biliriz" ifadelerini kullandı.
Çözüm sürecinin müzakere aşamasına evirileceği bir dönemde devreye konulan savaşın sonuçları doğrultusunda bir iç iktidar çatışmasının yaşandığını ileri süren Önder, "Her zaman olduğu gibi şimdi de iç iktidar çatışmasının sonuçları yine emekçilere, yurtseverlere barış, özgürlük eşitlik ve adalet talep edenlere yıkma çabası ile karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
Önder, şöyle devam etti:
"Gelişmiş batılı emperyalist ülkeler iç refahlarını, kendi iç çelişki ve çatışmalarını 3'üncü dünya ülkelerine ihraç ederek sağlarlar. Ama bu topraklarda neredeyse 100 yıldır olduğu gibi, bu ülkedeki egemen bloğu bütün iç çatışma ve çelişkileri Kürtler, aleviler ve emekçilere ihraç ediyor. Çünkü başka yerlere ihraç etme şansları yok. Dolayısıyla bu durumu bugüne kadar yaşamadığımız ağırlıkta yaşıyoruz"
