2017 yılında yapılan değişiklikle tütün ticaretine 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası getirildiğini vurgulayan Milletvekili Tutdere, tütüne getirilen hapis cezasıyla birlikte de tütün meselesinde 100 yıl geriye gidildiğini ifade etti.
Milletvekili Tutdere, “İktidar 2017 yılında tütünü yasal bir zemine oturtacağız dedi ve Tütün Kanunu’nda bir değişiklik yaptı. 4733 sayılı kanunla, kooperatifler eliyle tek başına içim özelliğine sahip tütünün ticaretini yapacak yasal bir düzenleme yaptılar. Fakat bir kanundan çıkardıklarını götürüp kaçakçılık kanununa eklediler. Yetki belgesi olmadan tütün satan, satışa arz eden ve bulunduran kişiler hakkında 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngören yasayı getirdiler. Ceza yürürlüğe girdiğinde 5 gram tütün satan da 1 kilogram tütün satan da en az 3 yıl hapis cezasıyla karşılaşacak. 100 yıl öncesine döndük. Osmanlı döneminde tütün Düyun-ı Umumiye kapsamında yabancılara verildikten sonra bir reji sistemi oluştu. Şu anda o dönemin de gerisine gitmiş olduk yani 100 yıl geriye gittik. Üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası hangi hukuka hangi vicdana sığar? Tütüne hapis cezası getirdikten sonra biz bu işi çözüyoruz demek tutarsızlıktır.
Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle ÖTV’yi yüzde 60’dan yüzde 40’a indirdik diyorlar. Siz bu sarmalık kıyılmış tütündeki yüzde 40 indirimi sadece tütün kooperatifleri için yapsaydınız ortada bir sorun yoktu, fakat bu indirim sadece onlar için yapılmadı. Bu indirimden uluslararası sigara şirketleri de faydalanıyor. Sarmalık tütünde ÖTV indiriminin yapıldığının ertesi tarihten itibaren içinde uluslararası büyük sigara şirketlerinin de olduğu 18 şirket şu anda yetki belgesi alarak piyasaya girmiş ve şu anda piyasaya mal satıyorlar.
Şu anda gümrüklerden tonlarca kaçak tütün ve sigara illegal yollarla Türkiye’ye sokuluyor fakat onlara bir şey yapmıyorlar. Onları Türkiye’ye sokanlar şu anda cezaevinde değil, Adıyaman’ın gariban tütüncüsü cezaevinde. Burada mantık şudur, hapis cezası hükmü maddesinden yerli tütünü muaftır tutacaksınız, yerli tütün bunun kapsamı içinde olmayacak. Benim ülke sınırlarımın dışından kaçak yollarla gelen tütünü ben cezalandırırım diyorsan o zaman buraya yerli tütün hariçtir ibaresini koyacaksın. Türkiye’de üretilen tütün bu kapsama girmeyecek. Bu girmezse sorun yok. Dışarıdan gelene müeyyide yok, çünkü dışarıdan gelene müeyyide koyarsan içerideki tütüncünün lehine bir durum olur. Buna kimse karşı çıkmaz zaten. Bizim karşı çıktığımız nokta yerli tütünle kaçak tütünün aynı kefeye koyulması ve aynı şekilde cezalandırılması için ortaya çıkarılan kanun. Bunu kabul edemeyiz, buna karşıyız.
Bu işi çözene kadar tütünün ve tütüncünün sesi olacağım. Adıyaman’ı hakkının ve hukukun teslimi konusunda her türlü mücadeleyi gayreti göstereceğim. Bundan kimsenin endişesi, şüphesi olmasın. Bu işin gerçekten çözüme kavuşması için ne gerekiyorsa, üzerime ne düşüyorsa ben her zaman Adıyaman halkının yanında oldum bundan sonra da olmaya devam edeceğim. Yeter ki bu mesele artık çözülsün ve tütünü konuşmayı artık bırakalım. Adıyaman’ın daha konuşulacak bir sürü meselesi var. Bu kentin gençleri işsiz, bu kentin toprakları susuz, bu kentin yolları bozuk, bu kentin barajları yapılmadı yarım kaldı, bu kentin fabrikaları yok, bu kentin konuşulacak çok meselesi var” dedi.